Viyanalı doktor Kari Landsteiner, 1939 yılında kan hakkında önemli bir buluş yaptı ve buluşuna üzerinde deney yaptığı hayvanın, "Rhesus maymununun" adını verdi. İnsanların yüzde 85 dolayındaki kısmının kanı Rhesus (Rh) pozitif, yüzde 15'ininki ise Rh negatiftir.
Bu küçük farkın bilinmesi hayati önem taşır. Özellikle kan nakillerinde ve hamilelikte kan grubu çok önemlidir. Kan grubu Rh negatif olan birisine, Rh pozitif kan verilirse, buna karşı savaşan antikorlar oluşup kırmızı yuvarları yok etmeye başlayabilir. Gebelikte kan uyuşmazlığı üstesinden gelinmesi gelinen önemli bir sorundur.
Kan grubu Rh negatif olan bir kadının kocasının kan grubu Rh pozitif ise, yine sorunlar oluşabilir. Rh pozitif faktör kalıtım faktöründe baskındır. Bu nedenle çocuğun kanı Rh pozitif olur. Bu kez annenin vücudunda çocuğun kanına karşı antikorlar oluşabilir ve çocuğun kanına zarar verebilir. Özellikle doğum sırasında anne kanıyla çocuğun kanı plasentada karışabildiği için tehlike daha da artar. Kan uyuşmazlığı denilen durum da budur.
Yeni doğan bebek sarılık olabilir. Eğer antikorların yoğunluğu çok fazlaysa çocuğun kanını değiştirmek gerekebilir. Ne mutludur ki, bu tür güçlükler ender olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü yeni doğan bebeğin bünyesinde, annesinin antikorları kendisine zarar verebilecek kadar yoğun sayıda toplanmamıştır. Doğumdan 72 saat sonra anneye (Anti-D-gammaglobulin) serumu verilir. Bu serum kandaki antikorları normale dönüştürür. Böylece ikinci hamilelikte bebeğe karşı herhangi bir tehlike kalmamış olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder