Ağızda Çıkan Yaralar, Ağız İçi Yaraları, Dudak İçi yaraları
Ağız içinde dil üzerinde dudaklarda ve genital bölgede belirli aralıklarla çıkan ve canımızı acıtan yaralar günlük yaşantımızı kötü etkilerken psikolojimizi de bozuyor. Nedenleri kişiden kişiye değişebiliyor.
Halk arasında "uçuk" tıbbi literatürde "aft" olarak bilinen ağız içinde dil üzerinde dudaklarda ve genital bölgede belirli aralıklarla çıkan yaraların asla hafife alınmaması ve mutlaka doktora gösterilmesi gerekir. Aftlar kişinin hem günlük yaşantısını hem de psikolojisi etkiliyor. Bu yaraların çıkma nedenleri kişiden kişiye değişirken bazen Akdeniz bölgesinde yaşayanlarda sıkça görülen Behçet hastalığının belirtisi olarak bile karşımıza çıkabiliyor.
BOYUTLARI DEĞİŞKENDİR:
Çamlıca Medicana Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Dr. Vefa Gönenç ağızda veya genital bölgede ortaya çıkabilen yuvarlak 1-2 milimetreden 1-2 santimetreye kadar değişen boyutlarda olabilen yani doku kaybı nedeniyle oyuk gibi görünen beyaz renkli yaralara aft denildiğini ifade ederek ortaya çıkış nedenlerinin çok çeşitli olduğunu söylüyor.
BEHÇET HASTALIĞI BELİRTİSİ OLABİLİR:
Aftlar altta yatan başka bir hastalığın habercisi olabilir. Özellikle Türkiye'de sık görülmesi nedeniyle Behçet hastalığı açısından iyi bir değerlendirme yapmak gerekir. Altta yatan hiçbir hastalığın bulunamadığı durumlarda Rekürrent Aftöz Stomatit (tekrarlayıcı aft) denilen durum olarak değerlendirilir. Kliniğe başvuran hastalar bu hastalıkla ilgili olarak bilgilendirilmeli ve ilerleyen yıllarda özellikle Behçet hastalığı açısından şüpheli bir durum oluştuğunda hemen kontrole gelmeleri konusunda uyarılmalıdır.
KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜR:
Afta kadınlarda daha sık rastlanıyor. En sık olarak Rekürrent Aftöz Stomatit (tekrar edici aft hastalığı) denilen durumda görülür. Rekürrent Aftöz Stomatit ağrılı tekrar edici özellikte bir ağız mukozası hastalığıdır. İlk önce küçük kırmızı renkte bir kabartıyla başlar birkaç saat içinde ülsere yani beyaz renkli yaraya dönüşür. Damakta yanak içlerinde veya dil üzerinde yerleşebilirler. Yaklaşık olarak 1-2 hafta kalırlar. Fakat devamlı tekrar edebilirler. Bu tekrarlar; travmayla ısırıkla diş fırçasıyla katı yiyeceklerle turunçgillerle taze ananasla cevizle alerjik reaksiyonlarla stresle kadınlarda hormonal değişikliklerle (menstrasyon gebelik menopoz vb.) tetiklenebilirler. Ailesel bir yatkınlık söz konusudur. Öte yandan; asitli yiyecekler (domates turunçgiller vs.) gibi lokal tahriş edici maddeler de bağışıklık sisteminin zayıflayarak aftların çıkmasına zemin hazırlamaktadır.
Tedavisi kısıtlıdır:
Aftların oluşum nedenleri henüz tam olarak bilinmiyor. Tedavisi konusunda da yapılacak şeyler kısıtlı. Lokal tedavilerle ağrı kesilmeye çalışılır tetikleyen her şeyden uzak durulması tavsiye edilir. Bazı durumlarda ağızdan birtakım ilaçlarla aftların çıkışı kontrol altına alınır. Demir eksikliği vitamin eksikliği folat eksikliği gibi durumların belirlenmesi halinde bu eksikler yerine konulur.
Dr.Vefa Gönenç
Çamlıca Medicana Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı
AFT HAKKINDA BAŞKA BİR MAKALE
Aft ağız içerisinde sıklıkla yanak ve dudak mukozasında, dil üzerinde, yumuşak damakta, farenkste, diş eti üzerinde görülen solgun sarı-kırmızı hale ile çevrili oldukça ağrılı ülserleşmiş lezyonlardır. Toplumun %18-20 az ya da çok aft sorunu ile karşı karşıyadır. Bayanlarda daha sıklıkla rastlanır. Aft genellikle tek olarak seyretse de aynı anda birkaç bölgede birden görülebilmektedir.
Aftın oluş nedenini belirlemek için çeşitli araştırma yapılmıştır. Ancak aftın oluşumunu hızlandırıcı ve seyrini kötüleştirici birçok faktör faktör saptanmasına karşın oluş nedeni tam olarak belirlenememiştir.
Bu nedenle aft oluşumunu hızlandıran ve iyileşmesini geciktiren faktörlerden bahsetmek mümkündür.
Aft oluşumunda hangi faktörler önemlidir?
STRES
Günümüzde migren, yüksek tansiyon ve gastrit gibi birçok hastalığın nedenleri arasında kabul edilen stres aft oluşmasının en önemli nedenlerinden birisidir.
Hanımlarda premenstural gerginlik(adet öncesi dönem) de aft oluşumunu hızlandıran faktörlerdendir.
YİYECEKLER
Turunçgiller, sirke, turşu, patates cipsi, tuzlu ve baharatlı çerezler gibi ağız mukozasını tahriş edebilen yiyecekler aft oluşumunu hızlandıran önemli faktörler arasında sayılmaktadır.Bunların yanı sıra bazı bünyeler için alerjik olabilen kara buğday, çavdar, arpa, çikolata, fındık, kabuklu deiz hayvanları, soya, domates, bazı patlıcan, elma, incir, peynir gibi yiyecekle.de aft oluşumunu hızlandırırlar.
TRAVMA
Yanak dil dudak ısırma, sert yiyeceklerin tahrişi ve yumuşak olmayan diş fırçalama işlemleri ve iyi adapte olmayan protezlerin neden olduğu vuruklar aft için uygun zeminin oluşmasına yardımcı olurlar.
DİŞ MACUNU
Diş macunlarının temizleme özelliğini artırmak için köpük yapıcı olarak yapılarına katılan "sodyum lauryl sulhate" ( SLS ) mukoza hücrelerinin yıkımını artıran tahriş edici bir kimyasaldır. SLS bu özelliği ile aft oluşumu üzerine direkt etkili olan bir maddedir.
Özellikle aft sorunu olan kişilerin kullanabilmesi için günümüzde daha az oranda (%1.25) SLS içeren diş macunları üretilmektedir.
SİSTEMİK HASTALIKLAR
Behçet Hastalığı: Genital ülser, konjuktivit, retinit, lokositoz gibi, birçok sistemik belirtiler yanında ağız içerisinde oluşan tekrarlayıcı aftlarla kendini gösteren bir hastalıktır.
Birçok malign ve otoümmin hastalıklarla birlikte de tekrarlayıcı aftlar görülebilmektedir.
DİĞER NEDENLER
B12 vitamini ve demir noksanlığı,sigara içme, tütün çiğnemenin gibi alışkanlıkların de aft oluşumuna katkıda bulunan önemli faktörler olduğu bilinmektedir.
Tedavi
Aftlar herhangi bir tedavi uygulanmasa da genellikle 7-10 gün sonra kendiliğinden iyileşmektedir. Aft sorunu ile karşı karşıya olanların aşağıda sıralanan işlemlerden birini yada birkaçını uyguladıklarında daha rahat bir periyot geçirmeleri mümkündür:
Ağrıyı azaltmak ve iyileşme periyodunu kısaltmak için:
Sıcak, asidik ve tahriş edici gıdalardan kaçınılmalır.
"2% hydrogen peroxide" solusyonuna batırılan pamuk yada gazlı bez ile aft bölgesi temizlenebilir.
Su ile karbonat karışımından hazırlanan ince yapılı bir krem aft üzerine sürülebilir.
Yarım bardak suya yarım kaşık tuz ilavesi ile elde edilen solusyonla günde üç kez gargara yapılabilir,
Yemeklerden önce aft bölgesine "xylocaine" solusyonu ya da ağız için hazırlanmış anestezik kremler uygulanabilir.
Aft üzerine uygulanacak "orabase", "Gly-oxide", "Cankaid","Ambesol" gibi ağız içi kremler uygulanabilir.
"sucralfate" tableti ılık suda eritip gargara yapılabilir.
Özellikle aftı başlangıç aşamasında "tetrasiklin" tableti suda eriterek elde edilen solusyon ile gargara yapmak aftın fazla büyümesini engeller ve ağrıyı azaltır.
Gene aftın başlangıç safhasında bölgeye bir topikal steroid "%0.1 lik triamcinalone" uygulanması ya da steroidli bir gargara "betamethasone syrup" ile gargara yapmak aftın fazla büyümesini engeller ve ağrıyı azaltır.
"Chlorhexadine" gargaralar iyileşme periyodunu kısaltır.
"Tetrasiklin" şurup la hazırlanan 12,500 unite "nystatin", 1.25 mg "diphenhydramine", ve 0.25 mg/m "hydrocortisone" karışımı 'shotgun' solusyonu olarak kullanılabilir.
AFT (canker sores=mouth ulcers) ile UÇUK (fever blisters=cold sores) arasındaki farklılıklar:
Aft ile uçuk genellikle aynı belirtileri gösterdikleri için birbirleri ile karıştırılabilmektedir. Ancak aralarında birçok temel farklılık vardır:
AFT
1. Kesinlikle ağız içerisinde oluşur.
2. Bulaşıcı değildir.
3. Aftın oluşmasına virüsler neden olmaz.
UÇUK
1. İçi su toplamış küçük kabarcıklar (blisters) şeklinde başlar.
2. Nadiren ağız içerisinde olsalar da genellikle ağız dışında meydana gelirler. Aft ağız içerisinde tüm bölgelerde olabilmesine karşın uçuk genellikle ağız içerisinde damak tavanı gibi hareketsiz bölgeleri tutar.
3. Bulaşıcıdır.
4. Virüsler tarafından meydana getirilir.
UÇUĞUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Uçuk çıkmadan önce kendini belli eder (0-24 saat önceden); karıncalanma, kaşınma, yanma, sızlama hissedilir. Bunu o bölgenin kızarması, şişmesi ve daha sonra da içi sıvı dolu kabarcıkların ortaya çıkışı izler. Bu kabarcıklar konuşurken, gülerken, yiyip içerken acı ve ızdırap verir. Zamanla kuruyup çatlar, sızıntı yapar ve açılarak görüntüyü bozan çirkin bir yara haline gelir.
NASIL BULAŞIR?
Uçuk, ön belirtileri ile açık yaranın kapanması süresi arasında bulaşıcıdır. Uçuğu olan bir kişinin kullandığı, havlu, bardak, çatal, kaşık vb. eşyalardan ve uçuklu kişinin öpmesi sonucu bulaşır. Uçuk virüsü (Herpes simpleks) ile insan genellikle ilk defa küçükken (0-5 yaş) tanışır. Uçuğu olan aile bireylerinden birinin “Sevgi dolu” öpücüğü sonucunda uçuk virüsü vücuda girer. Çoğunlukla fark edilmeyen küçük kızarıklıklar şeklinde ortaya çıkar; ağız içi, diş etleri ve dudaklar enfekte olur. Ama kimi hassas bünyelerde ciddi enfeksiyon şeklinde görülebilir.
DİKKAT EDİN UÇUK BULAŞICIDIR!
Uçuğa dokunulmamalıdır. Dokunulursa eller çok iyi yıkanmalıdır.
Bayanlar makyajlarını çıkarırken özellikle çok dikkat etmelidirler. Kesinlikle gözlere dokunulmamalıdır.
Özellikle bebekler, çocuklar ve diğer insanlar öpülmemelidir.
Uçuklu insanın kullandığı havlu, bardak, çatal, kaşık vb. eşyalar ayrılmalı ve başkalarının kullanmasına izin verilmemelidir.
Yerken, içerken kullanılan malzemeler özellikle çocuklar ile paylaşılmamalıdır.
Uçuk ve uçuk yarasının kabuğu ile oynanmamalıdır. (Parmaklara uçuk virüsü bulaştırırken, uçuk yarasına da diğer mikroplar bulaştırılmış olur.)
NİÇİN NÜKSEDER?
Uçuk virüsü (Herpes simpleks) vücuda girip ilk enfeksiyonu yaptıktan sonra o bölgedeki isnir düğümüne girip yerleşir ve istenmeyen bu misafir, vücudun zayıf düştüğü durumlarda çoğalır ve uçuk çıkar.
Stres
Aşırı yorgunluk, uykusuzluk
Aşırı güneş ışığı ve UV ışınları
Diğer enfeksiyonlar
Adet dönemi, hamilelik gibi durumlarda virüs aktif hale geçebilir.
KONTROL EDİLEBİLİR Mİ?
Öncelikle uçuğun nüksetmesine sebep olan durumlardan sakınmak gerekir. Örneğin strese bağlı olarak gelişir ise; stresimizi azaltacak gevşeme tekniklerini öğrenmek. Yorgunluk ve uykusuzluk sebep ise; dinlenmek ve iyi uyumak. Güneş sebep oluyor ise; dudaklar için koruyucu krem ya da yüksek koruma faktörlü güneş yağı kullanmak ve şapka ile yüzü güneşten korumak gerekir. Tüm alınan önlemlere rağmen uçuk yine de nüksedebilir.
Ön belirtiler (karıncalanma, kaşınma, yanma, sızlama) hissedildiğinde o noktaya kısa aralarla antiviral bir uçuk kremini uygulamak gerekir. Uçuk ya hiç çıkmayacaktır ya da çıksa bile hafif seyredecektir.
EN ETKİLİ ŞEKİLDE NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Önceden bazı madde ve ilaçlar uçuğun verdiği rahatsızlığı azaltmak için kullanılmıştır:
Alkol ve antiseptik ilaçlar, Uçuğun üzerindeki bakteri enfeksiyonunun gelişmesini engeller
Ağrı kesici ilaçlar; Uçuğun sebep olduğu ağrıyı azaltır.
Buz uygulamak; Ağrı azaltılabilir
Oysa günümüzde etkili tedavide kullanılan antiviral uçuk kremleri, deriden geçerek uçuk virüsüne (Herpes simpleks) etki eder ve deriye zarar vermelerini engeller.
KİMLER ÖZELLİKLE RİSK ALTINDADIR?
Sık sık veya uzun süreli olarak uçuk çıkıyorsa (Örneğin tedaviye rağmen 10 günden daha uzun süre devam ediyorsa)
Uçuk, bir bebekte ya da 6 yaşından küçük bir çocukta çıkmışsa
Dudak, ağız ve burun çevrenizin dışındaki vücut bölgelerinde, özellikle de gözlerinizde, parmaklarınızda ya da cinsel organınızda uçuk çıkmışsa
Uçuk ile birlikte baş ağrısı, ateş ve kas ağrısı gibi başka şikayetleriniz varsa
Uçuk sarı renkte cerahatli ise
Bağışıklık sisteminizi baskı altına alan ilaçlar, örneğin kortizonlu ilaç kullanıyorsanız
Bağışıklık sisteminizin zayıflığı (yani bulaşıcı hastalıklarla mücadele etme gücünüzün azalmış olması) nedeniyle tıbbi kontrol altındaysanız.
kaynak:hekimim.com
Konuyla ilgili aramalar: ağızda çıkan yaralar , ağızda çıkan beyaz sivilce , ağızda çıkan yaraların sebebi , ağızda çıkan yaraya ne iyi gelir , ağızda çıkan beyaz yaralar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder