DOĞUM SIRASINDA BEBEĞİN NEFES ALAMAMASI
Boğulma ya da tıpta ki adıyla asfiksi denen bu olay yeni doğmuş bebeğin sağlığı ve yaşamı için çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Yeni doğan bebekte görülen oksijensiz kalma (asfiksi) adı verilen hastalık, ana rahminde plasentanın oksijen alışverişinde gösterdiği yetersizlik nedeniyle oluşur. Asfiksi, doğumdan önce ve sonra bebeğin soluk alışındaki güçlükle ortaya çıkabilir. Akciğerlerinde, kalp dolaşım sisteminde ya da merkez sinir sisteminde bozukluk olan bebeklerde daha sık görülür. Hastalık nedeni akciğerlerde (solunum yollarının tıkanması, gelişim bozuklukları vb.), kalp dolaşım sisteminde (kalp ve dolaşım sistemi bozuklukları) ya da merkez sinir sisteminde (solunum merkezinin etkilenmemesi) olabilir. Kan ve yaşam için önemli organlar oksijen yetersizliği içindedir (anoksi). Asfiksi durumunda, kandaki karbonik asit akciğerler aracılığıyla yeteri kadar atılamaz ve kan asidi çoğalır (asidoz). Bu durumda birçok organlar zarar görürler; beynin de zarar görmesi mümkündür.
Önemli Hastalık Belirtileri:
* Tutuklu ya da tamamen durmuş refleks solunumu,
* Solunumun kısa süreyle durması,
* Kalp atışlarının hızlanması,
* Derinin mavimsi bir renk alması (mavi asfiks),
* Derideki solukluk (soluk asfiks),
* Kas gevşekliği, yavaşlamış ya da tamamen kaybolmuş tahrik (uyarı) refleksi.
Boğulma krizleri çok büyük tehlikeler yarattığından, bu durumun önlenmesi ve tedavisi bir doktor için çok önemli bir sorundur. Zamanında yapılan tedavi ve alınan özel tedbirlerin yardımıyla (solunum yollarının açılması, suni teneffüs, oksijen verme, kan pıhtılaşmasını önleme gibi) hastalığın giderilmesi mümkündür. Bebeklik döneminde boğulma krizi geçiren bebekler, riziko bebeklere dahildir. Bunların itinayla bakılması ve beyin çalışmalarının muhtemel aksaklıklarının erken teşhis ve tedavi edilebilmesi için, hastalığın geçiştirilmesinden sonra da sürekli kontrol altında bulundurulmaları gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder