Beslenmenin gebeliğin gidişatında ve sonucunda çok büyük tesirleri vardır. Hamile olsun ya da olmasın bireyin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesinin esasında doğru ve yeterli beslenme yatar. gebe kadınlarda beslenme ayrı bir önem taşır. Gelişmekte olan bebeğinizin gereksinimlerini karşılamak ve onun sizin dışınızdaki yaşama yeterli şekilde hazırlanmasını sağlamanın dışında rahat ve sorun olmadan bir hamilelik ve lohusalık süreci geçirmek için de düzgün beslenmeniz gerekir.
Ciddi beslenme bozukluğu olan kadınlardan doğan bebeklerin ileride ki yaşamlarında sorunlar yaşadığı bilinir. Hamilelik süreci temel besin kaynakları olan karbonhidrat, protein, yağlar ile vitamin ve mineral gereksinimlerinin arttığı bir dönemdir. Buna bağlı olarak gereksinim duyduğunuz kalori miktarında da bir miktar artış söz konusudur. fakat bu artış hiç bir zaman aşırı yemenizi gerektirecek kadar değildir. Gebe olan ve olmayan kadınlar arasındaki kalori gereksinimi farkı yalnızca 300 kaloridir ve bu her öğünde 1-2 kaşık fazla yenilerek karşılanılacak bir farktır.
Mühim olan aşırı miktarda yemek ve kilo almak değil, gereken maddeleri dengeli ve yeteri miktarda almaktır.
Bazı zamanlar gebe kadınların ellerine diyet örnekleri verildiğine ve örneğin her gün 3 adet köfte, 2 adet yumurta, 5 bardak süt gibi tavsiyelerde bulunulduğuna şahit oluyoruz. Bu metodların hiç bir bilimsel açıdan geçerliliği bulunmadığı gibi yalnızca aldatmaya yöneliktir. fakat bir beslenme uzmanı tarafından ayarlanmış doğru ve dengeli diyetler her koşulda gerekli olmamakla beraber bazı zamanlar özel şartlarda yararlı olabilir.
Tekrar belirtmek gerekirse hamilelikte eskilerin deyimi ile iki canlı olduğun için fazla yemelisin sözü doğru değildir. mühim olan dengeli ve düzenli beslenmektir.
Gebeliğin erken zamanlarında bulantı ve kusma sorunu yaşayan ve bu sebepten dolayı yeterli şekilde beslenemeyen ve ha tta kilo kaybeden anne adaylarına sıklıkla rastlamaktayız. Daha önceden ciddi bir beslenme bozukluğu ve gebeliğin erken zamanlarında aşırı kilo kaybı yoksa bu durum gelişmekte olan bebek tarafından kolaylıkla tolere edilebilir. fakat bulantı ve kusmalara bağlı ciddi beslenme bozukluğu yaşayan ve nerdeyse hiçbir şey yiyip içemeyen anne adaylarının hasadetye yatırılarak damar yolu ile beslenmesi gerekebilir fakat bu epey ender karşılaşılan bir durumdur.
Öğün sayısı
Hamilelikte beslenme konu başlığı olduğunda öncelikleönerilen günlük öğün sayısında farklılığagidilmesidir. Hamile olmayanlardaönerilen günde 3 öğünün bu dönemde 5'e çıkarılması yararlıdır. Bu hem erken dönemdeki bulantı ve kusmalar ile baş etmeye yardımcı olur hem de son dönemlerde yaşanan yanma ve şişikliği azaltır. Üç temel ve iki ha tta gerekiyorsa üç ara öğün hamilelikteki uygun öğün şeklidir.
Fast food yiyecekler
Fast food olarak tabir edilen diyet şekli genel olarak besin değeri fazla olmayan fakat kalorisi yüksek bir tarzıdır. Yüksek oranda yağ ve katkı maddesi içerdiğinden hamilelikte önerilmemektedir.
Beslenme konu başlığı olduğunda gerekli miktar ve kullanılabilecek miktar deyimleri önemlidir. Gerekli miktar normal fonksiyonu sürdürebilmek için alınması gereken en düşük miktarı belirtir. Kullanılabilecek miktar ise ortalama gereksinimin kişilere ve toplumlara uyarlanmış standardize edilmiş miktarlardır.
Enerji ve Kilo Artışı
Gebelikte kalori 3 nedenden dolayı gereklidir. Bunlar gebeliğe bağlı yeni dokuların yapımı, bu dokuların idame ettirilmesi ve gebe vücudun hareketi için gereken enerjinin sağlanmasıdır.Gebe bir kadın gebe olmayana göre günde yaklaşık ekstra olarak 300 kaloriye ihtiyaç duyar. Bu da yaklaşık %15'lik bir artış yani 2300 kalori/gün'dür. Günlük kalori gereksinimindeki artış yalnızca %15 iken bazı maddelerin gereksinimindeki artış 2 katına kadar çıkabilir. Bu durum fazla beslenmenin değil dengeli beslenmenin önemini açık bir şekildeortaya koymaktadır.
Gebelikteki kalori tüketimi ilk 3 ayda en az düzeydeyken bu dönemden sonra hızlı bir artış gösterir. İkinci 3 ayda bu kaloriler başlıca plasenta ve embryo gelişimini karşılarken son 3 ayda ise temel olarak bebeğin büyümesine harcanır. Normal sağlıklı bir kadında tüm gebelik boyunca önerilen kilo artışı 11-13 kg'dır. Bu 11 kilonun 6 kilosu anneye, 5 kilosu ise bebeğe ve ona ait oluşumlara (plasenta, amniyon sıvısı) aittir.
Karbonhidratlar
Vücudun kalori gereksinimi 3 temel enerji kaynağı olan proteinler, yağlar ve karbonhidratlardan sağlanır. Eğer karbonhidratlar yetersiz alınırsa vücudunuz enerji meydana getirmek için proteinleri ve yağları yakmaya başlar. Böyle bir durumda 2 sonuç ortaya çıkabilir. birinci olarak bebeğinizin beyin ve sinir sitemi gelişimini sağlayacak yeterli protein olmaz, ikincisi ise ketonlar ortaya çıkar. Ketonlar yağ metabolizmasının ürünü olan asitlerdir ve bebeğin asit baz dengesini bozarak beyin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilirler. bu sebepten dolayı hamilelikte karbonhidrattan fakir diyet önerilmemektedir.
Pirinç, un, bulgur biri kompleks karbonhidrat kaynakları anne için enerji kaynağı olmanın yanında B grup vitaminleri ve çinko, selenyum, krom, magnezyum gibi eser elementleri bolca içerirler.
Karbonhidratlar aşırı miktarda tüketildiğinde ise bebek açısından ekstra bir yarar sağlamadıkları gibi yalnızca anne adayının aşırı kilo almasına neden olurlar.
Proteinler
Proteinler hücrelerin temel yapı taşlarıdırlar ve amino asit denilen yapılardan oluşurlar. Doğada toplam 20 çeşit amino asit vardır. Amino asitlerin bir kısmı vücu tta diğer maddelerden üretilebilirken esansiyel amino asit adı verilen 8 adetsi vücu tta üretilemez ve mutlaka besinler yolu ile dışarıdan alınmaları gerekir. Hayvansal proteinler bu 8 amino asidin tümünü de içerdiğinden komplet proteinler olarak adlandırılırlar ve beslenmede epey önemlidirler.
Proteinleri saç telinden tırnağa kadar vücu tta bulunan tüm hücrelerin yapı taşı oldukları gibi beyin ve sinir sisteminin gelişimi içinde yaşamsal önem taşırler. bu sebepten dolayı hamile kadınarın günde 60-80 gram protein almaları önemlidir.
Proteinin ana kaynağı hayvansal gıdalardır. Et, kümes hayvanları ve balık komplet proteinler içerirler. Bunun yanında süt ve süt ürünleri de hayvansa protein gereksiniminin karşılanması açısından yeterli olabilir.
Süt ve süt ürünleri
Gebe bir kadın güçlü kemikler ve dişler için bebeğe gereken kalsiyum ve diğer elementleri sağlamak amacıyla en az 1-2 bardak süt içmelidir. D vitamini takviyeli sütler varsa bu daha da iyi olur.Gaz ve hazımsızlık nedeniyle (laktoz intoleransı) süt içilemeyen durumlarda bunun yerine peynir ya da yoğurt yenebilir. Kalsiyum alımının yetersiz olmasi durumunda dışarıdan verilecek ilaçlar ile destek sağlanabilir.
Et, balık, kümes hayvanları, yumurta, kurubaklagiller
Bu besinler vitamin ve mineral yanında protein de sağlarlar. Gebe kadında ve bebeğinde doku gelişimi ve yeni doku oluşumu için protein şarttır. Bu tür gıdalardan günde 3 öğün alınmalıdır.Baklagiller öğünün protein değerini arttırmak için peynir, süt ya da etle beraber alınabilir.
Yağlar ve tatlılar
Bu grup besinler margarin, tereyağ, şekerlemeler, tatlılar, hafif ,içkiler snack tabir edilen gıdalar, salata sosları, bitkisel yağlar gibi besinleri içerir. Bu türden besinler öğünlerde tek başına alınmamalı yalnızca kalori açığını gidermek için yenmelidir.
Vitamin ve mineral desteği, demir ve folik asit
Gebe kadınlara pekçok vitamin ve minerali içeren ilaçları vermek rutin fakat gerekliliği hala daha tartışılan bir uygulamadır. Dengeli ve doğru beslenen hamile bir kadında dışarıdan vitamin desteği şart değildir. en iyisi vitamin ve mineralleri doğal besinler ile almaktır. Düzgün beslenildiği taktirde medikal desteğe gerek olmaz. fakat demir ve folik asit bu durumun istisnasıdır.
Folik asit bebeğin beyin ve sinir sistemi gelişimi için kilit öneme sahip olduğundan hamile kalmadan önce alınmaya başlanması gerekir. Gebelikteki artmış demir gereksinimi doğal yollardan karşılanamaz. bu sebepten dolayı özellikle gebeliğin 2. yarısından sonra dışarıdan verilen demir ilaçları ile destek yapılır. Türk toplumunda demir eksikliği anemisi çok sık görüldüğünden gebeliğin başında yapılan kan sayımında anemi saptanması durumunda gebeliğin en başından itibaren desteğe başlanabilir. Gebelikte demir kullanımının bir başka önemi de kansızlık olmasa dahi hem anne adayının hem de bebeğin demir depolarını yeterli şekilde doldurmak için gerekli olmasıdır.
Su
Su hamilelikte alınmasına özel önem gösterilmesi gereken belki de en önemli besin maddesidir.
Tuz
Geçmişte gebelikde tuz tüketiminin kısıtlanmasının gerektiği düşünülmekteydi. Günümüzde ise bunun gerekli olmadığı normal miktarda besinler ile alınan tuzun yeterli olduğu ve kısıtlamaya gidilmemesi gerektiği kabul edilmektedir.Hamile bir kadın günde 2 gram tuz almalıdır. Yetersiz ya da aşırı tuz alımı anne adayının sıvı elektrolit dengesini olumsuz şekilde etkiler
Vejeteryan diyet
Sakıncalı olmakla beraber bazı kurallara uyulmak kaydıyla gebelik sırasında vejeteryan diyete devam edilebilir.
Konuyla ilgili aramalar: gebelikte beslenme , hamilelikte beslenme , hamileyken neler yenilmelidir , gebelikte ne tür yiyecekler almamız lazım , ne tür gıdalar alınmalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder